TÜRKİYE’DE YABANCI DİL ve YABANCI DİLDE ÖĞRETİM
“Anadili adını verdiğimiz ilk dilin çok iyi öğrenilmesi, ileride bu kişinin istediği yabancı dili de çok iyi öğrenebilmesi için bilişsel temeli, ekinsel alt yapıyı sağlar; anadilini iyice öğrenememiş bir kişi, başka hiçbir dili iyice öğrenemez.”(*)
“Eğitim-öğretimde kullanılan dil öğretim dili adını alır. Bu amaçla, genel olarak öğrencinin konuştuğu dil ya da ‘devlet dili’ kullanılır… Eğitimden amaç; bireylerin tüm yeteneklerini en kısa sürede gereğince geliştirerek, onları toplumun üretici bireyleri durumuna getirmektir. Bunu yaparken de en verimli, ama her bakımdan daha tutumlu, daha ileri olan yolun seçilmesi gerekir. Bu konuda yapılacak ilk iş, yabancı dil öğretimi ile yabancı bir dille öğretimi birbirinden ayırmaktır”(**)
“Yabancı bir dille öğretim başından beri Türkçenin bilimsel anlatımda yetersiz kaldığı savı üzerine kurulmuştur. Oysa sorun, uzun süre Türkçe öğretimi yapılmamasından veya bu öğretimin yetersizliğinden kaynaklanmıştır. Bilimin herhangi doğal bir dili yoktur. Öyleyse bilim öğretimi, herhangi yabancı bir dile bağımlı kılınamaz.”(***)
“Yabancı dille öğretim yapan kurumlar çoğunluk aileler ve öğrenciler tarafından bir yabancı dil öğrenme merkezi olarak görülmekte ve birçok kimse tarafından o amaçla kullanılmaktadır.”(**)
“Gerek ortaöğretim, gerekse yükseköğretim, Türkiye’ye ve Türk Toplumuna yararı açısından yapıldığından, yabancı dilin ‘yardımcı’ bir dil değil de bir öğrenim dili olmasının katkısını anlamak zordur. Böyle bir katkısı olsaydı, ileri ülkelerde de eğitim yabancı bir dille yapılırdı.”(**)
*Prof. Dr. Aydın KÖKSAL, Dil Derneği İnternet Sayfası
**Ömer DEMİRCAN, Dünden Bugüne Türkiye’de Yabancı Dil, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1988.
***A.Sayılı, TDK Yay. 1978’e Önsöz, s. VII-XIV.